Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası: Haklarınız ve Süreç
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan en ağır durumlardan biri şüphesiz aldatma (zina) fiilidir. Türk Medeni Kanunu, zinayı özel ve mutlak bir boşanma sebebi olarak düzenlemiş, bu duruma maruz kalan eşe belirli haklar tanımıştır. Zina, yalnızca duygusal bir yıkım değil, aynı zamanda kendine özgü hukuki şartları ve sonuçları olan karmaşık bir süreçtir. Bu yazıda, aldatma nedeniyle boşanma davasının tüm yönlerini, ispat şartlarını, dava sürecini ve bu konuda en çok merak edilen soruları detaylıca ele alacağız.
Bu Makalede Neler Var?
Aldatma (Zina) Nedir ve Boşanma Şartları Nelerdir?
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Süreci
Aldatmanın İspatı ve Kullanılabilecek Deliller
Aldatmanın Mal Paylaşımına ve Tazminata Etkisi
Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları
Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları
Aldatma (Zina) Nedir ve Boşanma Şartları Nelerdir?
Zina, en net tanımıyla, evli bir kişinin eşi dışında karşı cinsten bir kimseyle cinsel ilişkiye girmesidir. Türk Medeni Kanunu'na göre zina, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Bu, aldatma olgusu kanıtlandığında, mahkemenin başka bir kusur araştırmasına girmeden boşanmaya karar vereceği anlamına gelir.
Ancak her sadakatsizlik eylemi zina sayılmaz. Örneğin, eşin başkasıyla öpüşmesi, sarılması veya flörtleşmesi hukuken zina olarak kabul edilmese de "haysiyetsiz yaşam sürme" veya "güven sarsıcı davranış" gibi genel boşanma sebeplerine dayanak oluşturabilir.
Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için şu dört şartın bir arada bulunması zorunludur:
Evlilik Birliği Devam Etmeli: Zina fiili, resmi evlilik birliği devam ederken işlenmelidir. Boşanma davası açılmış ancak karar henüz kesinleşmemişse bile sadakat yükümlülüğü devam ettiğinden, bu süreçteki cinsel birliktelikler de zina sayılır.
Cinsel İlişki Gerçekleşmeli: Aldatma fiilinin kanıtlanması için eşin, bir başkasıyla cinsel ilişkiye girdiğinin ispatlanması veya bu yönde güçlü karinelerin bulunması gerekir. Bir defalık cinsel ilişki dahi yeterlidir.
Af Olmamalı: Aldatılan eş, aldatan eşi affetmişse dava açma hakkını kaybeder. Af, açıkça sözlü/yazılı olabileceği gibi, olayı öğrendikten sonra evlilik birliğine uzun süre sorun yokmuş gibi devam etmek gibi örtülü davranışlarla da gerçekleşebilir.
Dava Süresi İçinde Açılmalı: Aldatılan eş, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda olayın üzerinden 5 yıl geçmeden davayı açmalıdır. Bu süreler hak düşürücüdür.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Süreci
Aldatma nedeniyle boşanma davası, Aile Mahkemesi'nde açılır. Davacı, davasını terditli (kademeli) olarak açabilir. Yani, dilekçesinde öncelikli olarak zina (özel sebep) nedeniyle boşanma talep ederken, bu durumun ispatlanamaması ihtimaline karşı evlilik birliğinin temelinden sarsılması (genel sebep) nedeniyle de boşanma isteyebilir. Bu strateji, davanın reddedilme riskini azaltır.
Zina ispatlanırsa: Mahkeme, başka bir kusur araştırması yapmadan doğrudan zina nedeniyle boşanmaya karar verir.
Zina ispatlanamazsa: Mahkeme, genel boşanma sebebine (şiddetli geçimsizlik) dayalı iddiaları ve delilleri değerlendirerek bir karar verir.
Aldatmanın İspatı ve Kullanılabilecek Deliller
Zina fiilinin doğrudan ispatı zor olabildiğinden, Yargıtay bu fiilin varlığına işaret eden güçlü karineleri de delil olarak kabul etmektedir. Aldatmayı ispatlamak için kullanılabilecek bazı deliller şunlardır:
Tanık beyanları.
Otel kayıtları, seyahat belgeleri, uçak biletleri.
Güvenlik kamerası görüntüleri.
Sosyal medya (Facebook, Instagram vb.) paylaşımları, mesajlaşmaları.
Fotoğraflar ve videolar.
Telefon görüşme kayıtları (HTS raporları) ve mesaj içerikleri.
Banka kayıtları ve kredi kartı ekstreleri (örneğin, düzenli olarak başkasına yapılan harcamalar).
Ses ve Görüntü Kayıtları Delil Olur mu?
Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller kural olarak mahkemede kullanılamaz. Ancak Yargıtay, boşanma davalarında bu kurala bir istisna getirmiştir. Eğer ses veya görüntü kaydı, sırf aldatmayı ispatlamak amacıyla ani ve bir defaya mahsus olarak alınmışsa, sistematik bir takip ve planlama içermiyorsa delil olarak kabul edilebilir. Ancak eşin telefonuna gizlice dinleme programı kurmak gibi eylemler suç teşkil eder ve bu yolla elde edilen deliller kullanılamaz.
Aldatmanın Mal Paylaşımına ve Tazminata Etkisi
Zina, boşanmanın mali sonuçlarını doğrudan etkileyen önemli bir faktördür.
Mal Paylaşımı: Edinilmiş mallara katılma rejiminde, kural olarak mallar yarı yarıya paylaşılır. Ancak boşanma zina nedeniyle gerçekleşirse, hâkim kusurlu olan aldatan eşin katılma alacağını (artık değerdeki payını) hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya tamamen kaldırabilir (TMK m. 236/2).
Tazminat: Aldatılan eş, kişilik hakları saldırıya uğradığı için aldatan eşten maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları
1. Eşimin başkasıyla öpüştüğünü gördüm, bu zina sayılır mı?
Hayır. Hukuken zina, cinsel birleşmeyi ifade eder. Öpüşme, sarılma gibi eylemler zina sayılmaz ancak "güven sarsıcı davranış" olarak kabul edilir ve genel boşanma sebebi olan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" gerekçesiyle dava açılabilir.
2. Aldatan eşimi affedersem ne olur?
Affetmeniz halinde zina nedenine dayalı dava açma hakkınızı kaybedersiniz. Aldatma olayından sonra birlikte tatile gitmek, barışıp uzun süre birlikte yaşamak gibi davranışlar af olarak yorumlanabilir. Ancak, aftan sonra aldatma eylemi tekrarlanırsa, yeni eylem için dava açma hakkınız doğar.
3. Aldatan eşimin birlikte olduğu üçüncü kişiye (sevgilisine) dava açabilir miyim?
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararına göre, kural olarak aldatan eşin sevgilisine salt zina fiiline iştirak ettiği için manevi tazminat davası açılamaz. Çünkü sadakat yükümlülüğü eşler arasındadır. Ancak bu üçüncü kişi, aldatma eyleminin yanı sıra sizin kişilik haklarınıza doğrudan saldıran başka eylemlerde bulunmuşsa (örneğin size hakaret etmiş, özel bilgilerinizi ifşa etmiş, evinize girmişse) bu eylemler için tazminat davası açılabilir.
4. Eşim bana şiddet uyguluyor, ben de onu aldattım. Kusur durumu ne olur?
Yargıtay, zina fiili ile fiziksel şiddet fiilini genellikle eşit derecede ağır kusur olarak kabul etmektedir. Bu durumda mahkeme, her iki tarafı da eşit kusurlu bularak tarafların birbirinden tazminat taleplerini reddedebilir.
Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları
Zinanın İspatı ve Karineler:
Yargıtay, bir kadının yalnızken gece vakti ortak konuta yabancı bir erkeği almasını veya eşlerden birinin karşı cinsten biriyle aynı otel odasında gecelediğinin tespit edilmesini zinanın varlığına dair güçlü bir karine olarak kabul etmekte ve bu durumlarda zinanın ispatlandığına karar vermektedir. (Yargıtay 2. HD - K.2015/20095)
Mal Paylaşımında Katılma Alacağının Kaldırılması:
TMK m. 236/2 uyarınca kusurlu eşin katılma alacağının azaltılması veya kaldırılması için boşanma kararının mutlaka "zina" veya "hayata kast" nedenine dayanması gerekir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi genel bir nedenle verilen boşanma kararında, aldatma olgusu yaşanmış olsa bile bu madde uygulanamaz ve mallar yarı yarıya paylaşılır. (Yargıtay 8. HD - K.2015/21007)
Zina ve Şiddetin Eşit Kusur Sayılması:
Yargıtay, bir eşin zina eylemine karşılık diğer eşin de sürekli fiziksel şiddet uyguladığı durumlarda, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiğini belirtmektedir. Eşit kusur halinde taraflar lehine tazminata hükmedilemez. (Yargıtay 2. HD - K.2017/4021)
Dava Açma Süresi ve Devam Eden Zina:
Yargıtay, zina eyleminin devamlılık arz etmesi (örneğin, eşin başka biriyle sürekli yaşaması) halinde, 6 aylık hak düşürücü sürenin son eylem tarihinden itibaren başlayacağını kabul etmektedir. Bu nedenle, devam eden bir zina ilişkisinde dava süresinde açılmış sayılır. (Yargıtay 2. HD - K.2014/25672)
Boşanma Kararı Kesinleşmeden Sadakat Yükümlülüğü:
Mahkemece boşanma kararı verilmiş olsa dahi, bu karar kesinleşmeden önce eşlerin birbirine karşı sadakat yükümlülüğü devam eder. Bu süreçte eşlerden birinin başka biriyle ilişki yaşaması, yeni açılacak bir davada kusur olarak değerlendirilir ve aleyhine tazminata hükmedilmesine neden olabilir. (Yargıtay 2. HD - K.2017/6785)